FOTO BAŞLIK
FOTO BAŞLIK

KURUCUDAN NOTLAR

Ülkemizin coğrafi yapısı, deprem kuşağında bulunması ve nüfusun büyük bir kısmının bu riskli bölgelerde yaşaması, deprem için alınması gereken tedbirlerin ciddiyetini arttırmaktadır. %92'si deprem kuşağı altında bulunan ülkemizde %71 nüfus bu riskli bölgelerde yaşamaktadır.

Bugüne kadar depremin gerçek yüzünü, olası şiddetini ve yıkıcı sonuçlarını televizyonlarda, radyolarda ve sosyal medya platformlarında sık sık duyduk ve tartıştık. Ancak, bu bilinçlenme genellikle deprem çantası hazırlamak gibi temel tedbirlerden öteye gidemedi. Büyük felakette, yeni yapılan binaların dahi deprem sonrası manzaralarını görerek, depremin kalıcı hasarlarını çok net bir şekilde anlamış olduk. Bu kadar büyük bir risk durumuna karşı, depremi unutmak veya kadere bırakmak Allah’ın insana bahşettiği mucizeleri kullanmamak anlamına gelir.

Bu sebeple, söylem ve bilinçlenme aşamasından öteye geçerek, binalarımızın dayanıklılığına odaklanmak ve bu konuda kapsamlı bir araştırma yapmak son derece önemlidir. Deprem riski altındaki bir coğrafyada yaşarken, binamızın sağlamlığını incelemek ve gerekli güçlendirmeleri yapmak, depreme karşı daha etkili bir koruma sağlar. Gelecekte olası depremlere hazır olmak için bu adımlar hayati önem taşır.

Mevcut ekonomik durum, bakmakla yükümlü olduğumuz nüfus, aylık gelir/gider dengesi nüfusun bir bölümünü depremle ilgili alınacak tedbirler konusunda çaresiz bırakmaktadır. Diğer tarafta ise kazancın getirisi ile öncelikli tercihlerini farklı yönlerde kullanan insanların düşünceleri, olası deprem için tedbir alınmasının önüne geçmiştir.

Özellikle yakın zamanda kırılması beklenen Marmara Denizi üzerindeki fay hatlarının, tahminlere göre yaklaşık 28 milyon kişiyi etkileyebilecek büyük bir yer sarsıntısına yol açabileceği ön görülmektedir. 7 ile 7.3 şiddetindeki bir depremin yıkıcı sonuçları kaçınılmazdır.

Yaşam yatağı, tarafımca geliştirilen bir projedir ve bu projenin statik ve dinamik hesapları, mesleklerinde uzman olan 5 inşaat mühendisi ve 3 makine mühendisi tarafından titizlikle yapılmıştır. Ayrıca, projenin teknik üniversite raporu da bulunmaktadır.

Yaşam yatağının ilk önceliği; binanın yıkılması esnasında içinde bulunanları darbelere karşı korumak ve yaşam alanı oluşturmaktır. Çelik yapısının avantajıyla, kapladığı alanın bir yansıması olarak tavan döşemesinin taşıdığı enerji, yalnızca yaşam yatağı tarafından yönlendirilerek plastik deformasyonla sönümlenecektir. Çelikler, mevcut dairenin döşemesinden tavanın sıfırına kadar uzayacağı için, tavandan gelecek beton kütleyi absorbe edecek, mevcut zeminin kırılmasında ise içerisindekilerle birlikte bir kütle halinde aşağıya doğru inecektir. Bunu kaplumbağanın kabuğu olarak da tasvir edebilirsiniz. Yaşam yatağı, yapılan hesaplamalar sonucunda binaya herhangi bir ek yük getirmeyecek şekilde tasarlanmıştır.

Yaşam yatağı, 180 tonluk statik basınç ve dinamik olarak 100 km/h hızında çarpma mukavemetine sahiptir. Maksimum 15 katlı, 45 metre yüksekliğindeki bir binanın herhangi bir katında yaşam alanı sağlar.

Evde yatak odasında aktif olarak kullanılacağı için, çelik yüzeylerin üzerine 18 mm kalınlığında ahşap MDF kaplama eklenmiştir. İç yüzeylerde ve yatak başı cephesinde, sallantı anlarında darbeleri en azami düzeye indirmek için süngerle kaplanmış kumaş ve deri kaplamalar kullanılmıştır. Ayrıca tutunma barları mevcuttur.

Yatağın sağ ve sol cephelerinde yıkımdan sonra birkaç gün boyunca kullanılabilecek malzemelerin saklanabileceği sürgülü gözler oluşturulmuştur. Her bir ahşap parça, çeliğin hareketine bağlı olarak çatlamaması için birbirinden bağımsız ve aralarında minimum 2 mm’lik bir boşluk kalacak şekilde dizayn edilmiştir. Ahşap giydirmeler, kullanım esnasında çarpma ve kesme gibi durumları engellemek için birine kurtağzı köşe birleşim detayı ile bağlanmıştır. Aynı zamanda, günlük hayatta yatağın altının temizlenebilmesi için yerden 10 cm yukarda temizlik robotu için bir alan bırakılmıştır.

Kaderi okumak ve ona göre önlem almak, insanların kendine ve sevdiklerine yapacağı en büyük yatırım olacaktır. Aksi halde ne kapınızın önündeki aracı kullanabilecek, ne de yatırımlarınızı değerlendirebilecek birisi olacaktır. Bu yüzden kısa vadede yaşanacak olan yıkıcı bir felaketten sağ kurtulmak öncelikli yatırımınız olmalıdır.

Misyonumuz; yaşanması muhtemel afetlere karşı ürün geliştirip insanları korumaya almaktır. Biz, bu hedef doğrultusunda sizleri felaketten sonra değil öncesinde korumayı amaçladık.

Yaşam yatağını başlangıçta ülkemizdeki sonrasında ise deprem ile yaşayan tüm dünya ülkelerindeki insanlara faydasının olacağına inancımız tamdır.

..- -. ..- - -- .- -.-- .. -. / -.-.-- / -.- . -. -.. .-..- -. .-..- --.. / ...- . / ... . ...- -.. .-..- -.- .-.. . .-. .-..- -. .-..- --.. / .-..- -.-.. .-..- -. / - . -.. -... .-..- .-. / .- .-.. .. -.

- Kurucu Mimar Halit Ayhan